Masumi Toyotome diye bir Japon yazmış. "Dünyada sevilmek istemeyen kişi yok gibidir" diye başlıyor.
- "Ama sevgi nedir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] nerede bulunur[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] biliyormuyuz?" diye soruyor...Sonra anlatmaya başlıyor:
- "Sevgi üç türlüdür!.."
Birincinin adı "Eğer" türü sevgi!.. Belli beklentileri karşılarsak bize verilecek sevgiye bu adı takmış yazar..
Örnekler veriyor: Eğer iyi olursan baban[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] annen seni sever. Eğer başarılı ve önemli kişi olursan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] seni severim. Eğer eş olarak benim beklentilerimi karşılarsan seni severim. Toyotome "En çok rastlanan sevgi türü budur" diyor. Bir şarta bağlı sevgi.. Karşılık bekleyen sevgi.. "Sevenin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]istediği birşeyin sağlanması karşılığı olarak vaad edilen bir sevgi türüdür bu" diyor yazar..
- "Nedeni ve şekli bakımından bencildir. Amacı sevgi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] karşılığı bir şey kazanmaktır." Yazara göre evliliklerin pek çoğu "Eğer" türü sevgi üzerine kurulduğu için çabuk yıkılıyor. Gençler birbirlerinin o anki gerçek hallerine değil[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hayallerindeki abartılmış romantik görüntüsüne aşık oluyor ve beklentilere giriyorlar. Beklentiler gerçekleşmediğinde de[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] düşkırıklıkları başlıyor. Sevgi giderek nefrete dönüşüyor. En saf olması gereken anne baba sevgisinde bile "Eğer" türüne rastlanıyor.
Yazar bir örnek veriyor. Bir genç Tokyo Üniversitesi giriş sınavlarını kazanarak babasını mutlu etmek için[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çok çalışıyor. Okul dışında hazırlama kurslarına da gidiyor. Ama başarılı olamıyor. Babasının yüzüne bakacak hali yok. Üzüntüsünü hafifletmek için bir haftalığına Hakone kaplıcalarına gidiyor. Eve döndüğünde babası öfaaale "Sınavları kazanamadın. Bir de utanmadan Hakone'ye gittin" diye bağırıyor. Delikanlı "Ama baba[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] vaktiyle sen de bir ara kendini iyi hissetmediğinde Hakone kaplıcalarına gittiğini anlatmıştın" diyor. Baba daha çok kızarak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] delikanlıyı tokatlıyor. Çocuk da intihar ediyor. "Gazeteler intiharın anlık bir sinir krizi sonucu olduğunu söylediler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yanılıyorlardı" diyor yazar..
- "Delikanlı babasının kendisine olan sevgisinin yüksek düzeydeki beklentilerine bağlı olduğunu anlamıştı!.." İnsanlar "Eğer" türü sevginin üstünde bir sevgi arayışı içindeler aslında.. "Bu sevginin varlığını ve nerede aranması gerektiğini bilmek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu genç adamın yaptığı gibi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yaşamı sürdürmekle[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ondan vazgeçmek arasında bir tercih yapmakla karşı karşıya kaldığımızda önemli rol oynayabilir" diyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Masumi Toyotome.. İlginç değilmi?..
İkinci türe geçiyoruz: "Çünkü" türü sevgi... Toyotome bu tür sevgiyi şöyle tarif ediyor: "Bu tür sevgide kişi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] birşey olduğu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] birşeye sahip olduğu ya da birşey yaptığı için sevilir. Başka birinin onu sevmesi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sahip olduğu bir niteliğe ya da koşula bağlıdır".
Örnek mi?.. "Seni seviyorum. Çünkü çok güzelsin. (Yakışıklısın!)" "Seni seviyorum. Çünkü o kadar popüler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] o kadar zengin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] o kadar ünlüsün ki.." "Seni seviyorum. Çünkü bana o kadar güven veriyorsun ki.." "Seni seviyorum.Çünkü beni üstü açık arabanla[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] o kadar romantik yerlere götürüyorsun ki..
- " Yazar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Çünkü türü sevginin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Eğer türü sevgiye tercih edileceğini anlatıyor. Eğer türü sevgi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir beklenti koşuluna bağlı olduğundan büyük ve ağır bir yük haline gelebilir. Oysa zaten sahip olduğumuz bir nitelik yüzünden sevilmemiz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hoş birşeydir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] egomuzu okşar. Bu tür[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] olduğumuz gibi sevilmektir. İnsanlar oldukları gibi sevilmeyi tercih ederler. Bu tür sevgi onlara yük getirmediği için rahatlatıcıdır.
Ama derin düşünürseniz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu türün[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "Eğer" türünden temelde pek farklı olmadığını görürsünüz. Kaldı ki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu tür sevgi de[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yükler getirir insana.. İnsanlar hep daha çok insan tarafından sevilmek isterler. Hayranlarına yenilerini eklemek için çabalarlar. Sevilecek niteliklere onlardan biraz daha fazla sahip biri ortaya çıktığı zaman[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sevenlerinin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] artık ötekini sevmeye başlayacağından korkarlar. Böylece yaşama sonsuz sevgi kazanma gayretkeşliği ve rekabet girer.
Ailenin en küçük kızı yeni doğan bebeğe içerler. Sınıfın en güzel kızı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yeni gelen kıza içerler. Üstü açık BMW'si ile hava atan delikanlı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Ferrari ile gelene içerler. Evli kadın kocasının genç ve güzel sekreterine içerler.
"O zaman bu tür sevgide güven duygusu bulunabilir mi?" diye soruyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Toyotome.. "Çünkü türü sevgi de[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gerçek ve sağlam sevgi olamaz" diyor.
Bu tür sevginin güven duygusu vermeyişinin iki ayrı nedeni daha var.. Birincisi.. "Acaba bizi seven kişinin düşündüğü kişi miyiz?" korkusu.. Tüm insanların iki yanı vardır. Biri dışa gösterdikleri.. Öteki yalnızca kendilerinin bildiği.."İnsanlar sandıkları kişi olmadığımızı anlar ve bizi terkederlerse" korkusu buradan doğar. İkincisi de.. "Ya günün birinde değişirsem ve insanlar beni sevmez olurlarsa.." endişesidir.
Japonya'da bir temizleyicide çalışan dünya güzeli kızın yüzü patlayan kazanla parçalanmış. Yüzü fena halde çirkinleşince[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] nişanlısı nişanı bozup onu terketmiş. Daha acısı.. Aynı kentte oturan anne ve babası[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hastaneye ziyarete bile gelmemişler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] artık çirkin olan kızlarını.. Sahip olduğu sevgi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sahip olduğu güzellik temeli üstüne bina edilmiş olduğundan bir günde yok olmuş. Güzellik kalmayınca sevgi de kalmamış. Kız birkaç ay sonra kahrından ölmüş..
Japon yazar "Toplumlardaki sevgilerin çoğu 'Çünkü' türündendir ve bu tür sevgi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kalıcılığı konusunda insanı hep kuşkuya düşürür" diyor..
Peki o zaman[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gerçek sevgi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] güvenilecek sevgi ne?.."Ve işte sevgilerin en gerçeği!.
* * * "Üçüncü tür sevgi benim 'Rağmen' diye adlandırdığım türdür" *** diyor yazar.
Bir koşula bağlı olmadığı için ve karşılığında birşey beklenmediği için "Eğer" türü sevgiden farklı bu.. Sevilen kişinin çekici bir niteliğine dayanıp[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] böyle bir şeyin varlığını esas olarak almadığı için "Çünkü" türü sevgide değil. Bu üçüncü tür sevgide[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] insan "Birşey olduğu için" değil[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "Birşey olmasına rağmen" sevilir. Güzelliğe bakar mısınız?.. Rağmen sevgi..
Esmeralda[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Qusimodo'yu dünyanın en çirkin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] en korkunç kamburu olmasına "rağmen" sever. Asil[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yakışıklı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] zengin delikanlı da Esmeralda'ya çingene olmasına "rağmen" tapar!.."Kişi dünyanın en çirkin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] en zavallı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] en sefil insanı olabilir. Bunlara 'rağmen' sevilebilir. Tabii bu sevgiyle karşılaşması şartı ile..
- " Burada insanın[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] iyi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çekici ya da zengin konum edinerek sevgiyi kazanması gerekmiyor. Kusurlarına[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] cahilliğine[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kötü huylarına ya da kötü geçmişine "rağmen" olduğu gibi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] o haliyle sevilebiliyor. Bütünüyle çok değersiz biri gibi görünebiliyor ama en değerli gibi sevilebiliyor.
Japon yazar "Yüreklerin en çok susadığı sevgi budur" diyor. "Farkında olsanızda[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]olmasanız da[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu tür sevgi sizin için yiyecek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] içecek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] giysi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ev[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] aile[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] zenginlik[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] başarı ya da ünden daha önemlidir." Bunun böyle olduğundan nasıl emin?.. Haklı olduğunu kanıtlamak için sizi bir teste davet ediyor.. Şu soruma cevap verin" diyor.
- "Kalbinizin derinliklerinde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dünyada kimsenin size aldırmadığını ve hiç kimsenin sizi sevmediğini düşünseydiniz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yiyecek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] elbise[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ev[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] aile[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] zenginlik[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] başarı ve üne olan ilginizi yitirmezmiydiniz?.. Kendi kendinize 'Yaşamamın ne yararı var' diye sormaz mıydınız?.." Devam ediyor Toyotome..
- "Şu anda en sevdiğiniz kişinin sizi sadece kendi çıkarı için sevdiğini anladığınızı bir düşünün.. Dünya birden bire başınızın üstüne çökmezmiydi?. O an yaşam size anlamsız gelmez miydi?."
- "Diyelim sıradan bir yaşamınız var.. Günlük yaşıyorsunuz. Günün birinde gerçek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] derin ve doyurucu bir sevgi bulacağınızdan umudunuz olmasa[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kalan hayatınızı nasıl yaşardınız?.." diye soruyor ve yanıtlıyor:
- "Böyleleri ya iyice umutsuzluğa kapılıp intihar ediyorlar ya da iyice dağıtıp yaşayan ölü haline geliyorlar." Toyotome[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hem de nasıl iddialı savunuyor "Rağmen" sevgiyi.. "Bugün yaşamınızı sürdürebilmenizin nedeni 'Rağmen' türü sevgiyi şu anda yaşamanız ya da birgün bu sevgiyi bulacağınıza inancınızdır."
Son sözlerinde biraz umutsuz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Toyotome.. "Bugün yaşadığımız toplumda herkesi doyuracak bu sevgiyi bulmak zor. Çünkü herkesin sevgiye ihtiyacı var.. Kimsede başkasına verecek fazlası yok" diye açıklıyor..
Anlatıyor.. Peki bu dünyada sevgi ne kadar var?.. Yazara göre[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] açlığımızı biraz bastıracak kadar.. Ve de yemek öncesi tadımlık gelen iştah açıcılar gibi.. Bu minnacık tadım[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bizi daha müthiş bir sevgi açlığına tahrik ve teşvik ediyor. Bu minnacık tadım sevgiye ne kadar muhtaç olduğumuzu anlatıyor. Büyük bir hırsla ana yemeğin gelmesini ve bizi doyurmasını bekliyoruz.. Hani nerede?.. Hepsi o.. Ve asıl çarpıcı cümle en sonda.. "Dünyadaki en büyük kıtlık[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 'rağmen' türü sevginin yeterince olmayışıdır!.."
- "Ama sevgi nedir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] nerede bulunur[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] biliyormuyuz?" diye soruyor...Sonra anlatmaya başlıyor:
- "Sevgi üç türlüdür!.."
Birincinin adı "Eğer" türü sevgi!.. Belli beklentileri karşılarsak bize verilecek sevgiye bu adı takmış yazar..
Örnekler veriyor: Eğer iyi olursan baban[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] annen seni sever. Eğer başarılı ve önemli kişi olursan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] seni severim. Eğer eş olarak benim beklentilerimi karşılarsan seni severim. Toyotome "En çok rastlanan sevgi türü budur" diyor. Bir şarta bağlı sevgi.. Karşılık bekleyen sevgi.. "Sevenin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]istediği birşeyin sağlanması karşılığı olarak vaad edilen bir sevgi türüdür bu" diyor yazar..
- "Nedeni ve şekli bakımından bencildir. Amacı sevgi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] karşılığı bir şey kazanmaktır." Yazara göre evliliklerin pek çoğu "Eğer" türü sevgi üzerine kurulduğu için çabuk yıkılıyor. Gençler birbirlerinin o anki gerçek hallerine değil[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hayallerindeki abartılmış romantik görüntüsüne aşık oluyor ve beklentilere giriyorlar. Beklentiler gerçekleşmediğinde de[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] düşkırıklıkları başlıyor. Sevgi giderek nefrete dönüşüyor. En saf olması gereken anne baba sevgisinde bile "Eğer" türüne rastlanıyor.
Yazar bir örnek veriyor. Bir genç Tokyo Üniversitesi giriş sınavlarını kazanarak babasını mutlu etmek için[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çok çalışıyor. Okul dışında hazırlama kurslarına da gidiyor. Ama başarılı olamıyor. Babasının yüzüne bakacak hali yok. Üzüntüsünü hafifletmek için bir haftalığına Hakone kaplıcalarına gidiyor. Eve döndüğünde babası öfaaale "Sınavları kazanamadın. Bir de utanmadan Hakone'ye gittin" diye bağırıyor. Delikanlı "Ama baba[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] vaktiyle sen de bir ara kendini iyi hissetmediğinde Hakone kaplıcalarına gittiğini anlatmıştın" diyor. Baba daha çok kızarak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] delikanlıyı tokatlıyor. Çocuk da intihar ediyor. "Gazeteler intiharın anlık bir sinir krizi sonucu olduğunu söylediler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yanılıyorlardı" diyor yazar..
- "Delikanlı babasının kendisine olan sevgisinin yüksek düzeydeki beklentilerine bağlı olduğunu anlamıştı!.." İnsanlar "Eğer" türü sevginin üstünde bir sevgi arayışı içindeler aslında.. "Bu sevginin varlığını ve nerede aranması gerektiğini bilmek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu genç adamın yaptığı gibi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yaşamı sürdürmekle[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ondan vazgeçmek arasında bir tercih yapmakla karşı karşıya kaldığımızda önemli rol oynayabilir" diyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Masumi Toyotome.. İlginç değilmi?..
İkinci türe geçiyoruz: "Çünkü" türü sevgi... Toyotome bu tür sevgiyi şöyle tarif ediyor: "Bu tür sevgide kişi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] birşey olduğu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] birşeye sahip olduğu ya da birşey yaptığı için sevilir. Başka birinin onu sevmesi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sahip olduğu bir niteliğe ya da koşula bağlıdır".
Örnek mi?.. "Seni seviyorum. Çünkü çok güzelsin. (Yakışıklısın!)" "Seni seviyorum. Çünkü o kadar popüler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] o kadar zengin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] o kadar ünlüsün ki.." "Seni seviyorum. Çünkü bana o kadar güven veriyorsun ki.." "Seni seviyorum.Çünkü beni üstü açık arabanla[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] o kadar romantik yerlere götürüyorsun ki..
- " Yazar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Çünkü türü sevginin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Eğer türü sevgiye tercih edileceğini anlatıyor. Eğer türü sevgi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir beklenti koşuluna bağlı olduğundan büyük ve ağır bir yük haline gelebilir. Oysa zaten sahip olduğumuz bir nitelik yüzünden sevilmemiz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hoş birşeydir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] egomuzu okşar. Bu tür[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] olduğumuz gibi sevilmektir. İnsanlar oldukları gibi sevilmeyi tercih ederler. Bu tür sevgi onlara yük getirmediği için rahatlatıcıdır.
Ama derin düşünürseniz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu türün[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "Eğer" türünden temelde pek farklı olmadığını görürsünüz. Kaldı ki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu tür sevgi de[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yükler getirir insana.. İnsanlar hep daha çok insan tarafından sevilmek isterler. Hayranlarına yenilerini eklemek için çabalarlar. Sevilecek niteliklere onlardan biraz daha fazla sahip biri ortaya çıktığı zaman[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sevenlerinin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] artık ötekini sevmeye başlayacağından korkarlar. Böylece yaşama sonsuz sevgi kazanma gayretkeşliği ve rekabet girer.
Ailenin en küçük kızı yeni doğan bebeğe içerler. Sınıfın en güzel kızı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yeni gelen kıza içerler. Üstü açık BMW'si ile hava atan delikanlı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Ferrari ile gelene içerler. Evli kadın kocasının genç ve güzel sekreterine içerler.
"O zaman bu tür sevgide güven duygusu bulunabilir mi?" diye soruyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Toyotome.. "Çünkü türü sevgi de[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gerçek ve sağlam sevgi olamaz" diyor.
Bu tür sevginin güven duygusu vermeyişinin iki ayrı nedeni daha var.. Birincisi.. "Acaba bizi seven kişinin düşündüğü kişi miyiz?" korkusu.. Tüm insanların iki yanı vardır. Biri dışa gösterdikleri.. Öteki yalnızca kendilerinin bildiği.."İnsanlar sandıkları kişi olmadığımızı anlar ve bizi terkederlerse" korkusu buradan doğar. İkincisi de.. "Ya günün birinde değişirsem ve insanlar beni sevmez olurlarsa.." endişesidir.
Japonya'da bir temizleyicide çalışan dünya güzeli kızın yüzü patlayan kazanla parçalanmış. Yüzü fena halde çirkinleşince[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] nişanlısı nişanı bozup onu terketmiş. Daha acısı.. Aynı kentte oturan anne ve babası[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hastaneye ziyarete bile gelmemişler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] artık çirkin olan kızlarını.. Sahip olduğu sevgi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sahip olduğu güzellik temeli üstüne bina edilmiş olduğundan bir günde yok olmuş. Güzellik kalmayınca sevgi de kalmamış. Kız birkaç ay sonra kahrından ölmüş..
Japon yazar "Toplumlardaki sevgilerin çoğu 'Çünkü' türündendir ve bu tür sevgi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kalıcılığı konusunda insanı hep kuşkuya düşürür" diyor..
Peki o zaman[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gerçek sevgi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] güvenilecek sevgi ne?.."Ve işte sevgilerin en gerçeği!.
* * * "Üçüncü tür sevgi benim 'Rağmen' diye adlandırdığım türdür" *** diyor yazar.
Bir koşula bağlı olmadığı için ve karşılığında birşey beklenmediği için "Eğer" türü sevgiden farklı bu.. Sevilen kişinin çekici bir niteliğine dayanıp[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] böyle bir şeyin varlığını esas olarak almadığı için "Çünkü" türü sevgide değil. Bu üçüncü tür sevgide[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] insan "Birşey olduğu için" değil[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "Birşey olmasına rağmen" sevilir. Güzelliğe bakar mısınız?.. Rağmen sevgi..
Esmeralda[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Qusimodo'yu dünyanın en çirkin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] en korkunç kamburu olmasına "rağmen" sever. Asil[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yakışıklı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] zengin delikanlı da Esmeralda'ya çingene olmasına "rağmen" tapar!.."Kişi dünyanın en çirkin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] en zavallı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] en sefil insanı olabilir. Bunlara 'rağmen' sevilebilir. Tabii bu sevgiyle karşılaşması şartı ile..
- " Burada insanın[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] iyi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çekici ya da zengin konum edinerek sevgiyi kazanması gerekmiyor. Kusurlarına[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] cahilliğine[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kötü huylarına ya da kötü geçmişine "rağmen" olduğu gibi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] o haliyle sevilebiliyor. Bütünüyle çok değersiz biri gibi görünebiliyor ama en değerli gibi sevilebiliyor.
Japon yazar "Yüreklerin en çok susadığı sevgi budur" diyor. "Farkında olsanızda[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]olmasanız da[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu tür sevgi sizin için yiyecek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] içecek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] giysi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ev[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] aile[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] zenginlik[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] başarı ya da ünden daha önemlidir." Bunun böyle olduğundan nasıl emin?.. Haklı olduğunu kanıtlamak için sizi bir teste davet ediyor.. Şu soruma cevap verin" diyor.
- "Kalbinizin derinliklerinde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dünyada kimsenin size aldırmadığını ve hiç kimsenin sizi sevmediğini düşünseydiniz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yiyecek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] elbise[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ev[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] aile[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] zenginlik[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] başarı ve üne olan ilginizi yitirmezmiydiniz?.. Kendi kendinize 'Yaşamamın ne yararı var' diye sormaz mıydınız?.." Devam ediyor Toyotome..
- "Şu anda en sevdiğiniz kişinin sizi sadece kendi çıkarı için sevdiğini anladığınızı bir düşünün.. Dünya birden bire başınızın üstüne çökmezmiydi?. O an yaşam size anlamsız gelmez miydi?."
- "Diyelim sıradan bir yaşamınız var.. Günlük yaşıyorsunuz. Günün birinde gerçek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] derin ve doyurucu bir sevgi bulacağınızdan umudunuz olmasa[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kalan hayatınızı nasıl yaşardınız?.." diye soruyor ve yanıtlıyor:
- "Böyleleri ya iyice umutsuzluğa kapılıp intihar ediyorlar ya da iyice dağıtıp yaşayan ölü haline geliyorlar." Toyotome[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hem de nasıl iddialı savunuyor "Rağmen" sevgiyi.. "Bugün yaşamınızı sürdürebilmenizin nedeni 'Rağmen' türü sevgiyi şu anda yaşamanız ya da birgün bu sevgiyi bulacağınıza inancınızdır."
Son sözlerinde biraz umutsuz[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Toyotome.. "Bugün yaşadığımız toplumda herkesi doyuracak bu sevgiyi bulmak zor. Çünkü herkesin sevgiye ihtiyacı var.. Kimsede başkasına verecek fazlası yok" diye açıklıyor..
Anlatıyor.. Peki bu dünyada sevgi ne kadar var?.. Yazara göre[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] açlığımızı biraz bastıracak kadar.. Ve de yemek öncesi tadımlık gelen iştah açıcılar gibi.. Bu minnacık tadım[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bizi daha müthiş bir sevgi açlığına tahrik ve teşvik ediyor. Bu minnacık tadım sevgiye ne kadar muhtaç olduğumuzu anlatıyor. Büyük bir hırsla ana yemeğin gelmesini ve bizi doyurmasını bekliyoruz.. Hani nerede?.. Hepsi o.. Ve asıl çarpıcı cümle en sonda.. "Dünyadaki en büyük kıtlık[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 'rağmen' türü sevginin yeterince olmayışıdır!.."
