SON MEKTUP
Meğer ne uzun bir ömrü paylaşmışız seninle
Ne çok dolu dolu yaşamışız her anı
Bir bilsen ne kadar çok içime sinmiş bu şehir
Ne kadar çok bütünleşmiş bizimle
Nereye baksam gördüğüm senin gözlerindir
Ne yana gitsem senden bir iz
Kulaklarımda çınlar söylediğin her söz
Gün yirmi dört saat peşimdesin gölgem gibi
Ayrıldık demeye dilim varmıyor hani...
Caddeleri değiştiriyorum birlikte gezdiğimiz
Sokakları değiştiriyorum ayak bastığın
Hiçbir kır lokantasına uğramıyorum
.....................birlikte gittiğimiz
Bu günlerde yolumuzu gözlemiyor
.......................hafta sonları tantunicimiz
Ne o pastahaneye oturup bir kahve içiyorum
Ne de el ele yürüdüğümüz kaldırımlardan geçiyoruım
Konyaaltı kafelerde biralar soğumuş bana ne !
Yat limanı barda gitarist bizi bekliyormuş
Bana ne ! senin olmadığın fener parkından
Boş kalsın isterse , sonsuzca kaldırım kenarları
Yatıp kucağıma okşayamıyorsam saçlarını
Yıllar bir hücre kokusu gibi sinmiş içime
Bir türlü seni söküp atamıyorum
Yüreğim acıyor bu şehre her gelişimde
İçimden bir şeyler kopuyor inceden ince
Gözlerim boşanıyor tutarsız bulutlar gibi
Seni aramak geçiyor içimden her defa
Haydi gel demek geçiyor haydi gel !
Kaldırıp fırlatıyorum telefonu arka koltuğa
Sonra gözlerim dalıyor çok uzaklara
Seni düşünüyorum sevgilim ...
Bırakıp gidişlerini düşünüyorum
.................yüreğimi göğsümden sökercesine
Haftalar süren suskunluğunu düşünüyorum
.....................beynime bir kurşun sıkarcasına
Dudaklarıma bıraktığın zehiri ,
Bedenime bıraktığın ateşi düşünüyorum
Sonra hiçbir şey olmamışçasına geri dönüşünü...
Artık sıkıldım bu oyundan sevgilim
Kırık dökük yaşamaktan sıkıldım
Yıkıldım bu medcezirlerin sonsuzluğundan .
Sana bırakıyorum bu şehri ...
Gidiyorum işte buralardan
Anılarımızı sana bırakıyorum bir tanem
Yaşanmış güzel olan ne varsa
Ve sana yazdığım bu son şiiri ...
Her şeyi sana bırakıyorum .
İster yaşa yaşayabildiğince
İstersen gününü gün et boş verip dünyaya
Uzak Ülkerlere olacak yolculuğum
Bir daha hiç dönmemecesine ...
Unut gitsin yaşadığımız birkaç günü
Sen yine söyle umarsızca sevda türkünü
Arada bir aklına düşersem eğer
Pencerenden seyret gökyüzünü
Sonra çık gel kollarımda ısındığın cumartesilere
Dalıver koynumda kırmızı düşlere...
Uyandığında yürü sahiller boyunca
İstersen çık gel buluştuğumuz o yere
Akdenizi seyret kumsalları seyret
Martıları dalgaların sesini dinle
Çok bunalırsan eğer , yıldızlara anlat derdini
Dolunaya anlat gecenin sessizliğinde
Ay öperken Akdenizin mavisinden .
Sonra bir çakıl taşı fırlat denize
Beni kollarından söküp attığın gibi
Her şeyi her defa alt üst ettiğin gibi ...
Meğer ne uzun bir ömrü paylaşmışız seninle
Ne çok dolu dolu yaşamışız her anı
Bir bilsen ne kadar çok içime sinmiş bu şehir
Ne kadar çok bütünleşmiş bizimle
Nereye baksam gördüğüm senin gözlerindir
Ne yana gitsem senden bir iz
Kulaklarımda çınlar söylediğin her söz
Gün yirmi dört saat peşimdesin gölgem gibi
Ayrıldık demeye dilim varmıyor hani...
Caddeleri değiştiriyorum birlikte gezdiğimiz
Sokakları değiştiriyorum ayak bastığın
Hiçbir kır lokantasına uğramıyorum
.....................birlikte gittiğimiz
Bu günlerde yolumuzu gözlemiyor
.......................hafta sonları tantunicimiz
Ne o pastahaneye oturup bir kahve içiyorum
Ne de el ele yürüdüğümüz kaldırımlardan geçiyoruım
Konyaaltı kafelerde biralar soğumuş bana ne !
Yat limanı barda gitarist bizi bekliyormuş
Bana ne ! senin olmadığın fener parkından
Boş kalsın isterse , sonsuzca kaldırım kenarları
Yatıp kucağıma okşayamıyorsam saçlarını
Yıllar bir hücre kokusu gibi sinmiş içime
Bir türlü seni söküp atamıyorum
Yüreğim acıyor bu şehre her gelişimde
İçimden bir şeyler kopuyor inceden ince
Gözlerim boşanıyor tutarsız bulutlar gibi
Seni aramak geçiyor içimden her defa
Haydi gel demek geçiyor haydi gel !
Kaldırıp fırlatıyorum telefonu arka koltuğa
Sonra gözlerim dalıyor çok uzaklara
Seni düşünüyorum sevgilim ...
Bırakıp gidişlerini düşünüyorum
.................yüreğimi göğsümden sökercesine
Haftalar süren suskunluğunu düşünüyorum
.....................beynime bir kurşun sıkarcasına
Dudaklarıma bıraktığın zehiri ,
Bedenime bıraktığın ateşi düşünüyorum
Sonra hiçbir şey olmamışçasına geri dönüşünü...
Artık sıkıldım bu oyundan sevgilim
Kırık dökük yaşamaktan sıkıldım
Yıkıldım bu medcezirlerin sonsuzluğundan .
Sana bırakıyorum bu şehri ...
Gidiyorum işte buralardan
Anılarımızı sana bırakıyorum bir tanem
Yaşanmış güzel olan ne varsa
Ve sana yazdığım bu son şiiri ...
Her şeyi sana bırakıyorum .
İster yaşa yaşayabildiğince
İstersen gününü gün et boş verip dünyaya
Uzak Ülkerlere olacak yolculuğum
Bir daha hiç dönmemecesine ...
Unut gitsin yaşadığımız birkaç günü
Sen yine söyle umarsızca sevda türkünü
Arada bir aklına düşersem eğer
Pencerenden seyret gökyüzünü
Sonra çık gel kollarımda ısındığın cumartesilere
Dalıver koynumda kırmızı düşlere...
Uyandığında yürü sahiller boyunca
İstersen çık gel buluştuğumuz o yere
Akdenizi seyret kumsalları seyret
Martıları dalgaların sesini dinle
Çok bunalırsan eğer , yıldızlara anlat derdini
Dolunaya anlat gecenin sessizliğinde
Ay öperken Akdenizin mavisinden .
Sonra bir çakıl taşı fırlat denize
Beni kollarından söküp attığın gibi
Her şeyi her defa alt üst ettiğin gibi ...