[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
İşkenceyle öldürülen Engin Çeber davasında ifade veren infaz başmemuru Apaydın, sayım sırasında ayağa kalkmayan Çeber’e daha sonra ne olduğunu bilmediğini söyledi
Metris Cezaevi’nde “işkence” ve “kötü muamele” sonucu öldüğü iddia edilen Engin Çeber’le ilgili haklarında dava açılan 60 kamu görevlisinin yargılanmasına dün başlandı.
Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin baktığı davanın ilk duruşması, daha geniş olması nedeniyle Bakırköy 34. Asliye Ceza Mahkemesi salonunda görüldü. Duruşmaya tutuklu sanıklardan, olay tarihinde Metris Cezaevi 2. müdürü olan Fuat Karaosmanoğlu, infaz koruma memurları Sebahattin Apaydın, Murat Çise, Sami Ergazi, Nihat Kızılkaya, Yavuz Uzun ile tutuksuz sanıklardan Cezaevi 2. müdürü Yusuf Gayır, 30 infaz koruma memuru ve Metris Cezaevi Jandarma Koruma Bölük Komutanlığı’nda görevli 4 jandarma katıldı. Tutuksuz sanıklar arasında yer alan 18 polis ve cezaevi doktoru ise duruşmaya gelmedi.
‘Ağabey gibi sarıldığım vardır’
Mahkeme Heyeti Başkanı Nesibe Söyletir, salonun fiziki şartları nedeniyle her sanık için en fazla 3 avukatı salona aldı. Mahkeme heyeti, STK ve baro temsilcisinin müdahil olma taleplerini reddeddi. Çeber’in babası Ali Tekin, ablası Şerife Çeber ile gözaltına birlikte alındığı 3 arkadaşının taleplerini ise kabul etti. Hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen tutuklu sanık Cezaevi 2. müdürü Karaosmanoğlu, Çeber’e yönelik kötü muameleyi görmediğini, darplı olarak cezaevine alınması ve koğuşa yerleştirilmesinin kendi mesaisinde olmadığını savundu.
Siyasi mahkûmlara nasıl davranılacağını iyi bildiğini kaydeden Karaosmanoğlu şöyle dedi:
“Ağır ceza alanlar psikolojik bunalıma giriyor. Benim onlara bir ağabey gibi sarılmışlığım vardır. Çeber’in koğuşunda bir sorun olduğu bana bir kez söylendi. Söyleyen kişinin tavrından olayın önemsiz olduğunu düşündüm. Koğuşa gittim. Küçük sorunları kendi içlerinde halletmeleri gerektiğini söyledim.”
İnfaz koruma başmemuru Selahattin Apaydın da, suçlamaları reddederek sayım için koğuşa gittiklerinde Çeber’in sandalyede oturduğunu ve siyasi tutuklu olduğunu söyleyerek sayım için ayağa kalkmayı reddettiğini öne sürdü.
Ayağa kalkmayı reddetti
Çeber’e ayağa kalkması gerektiği konusunda uyarıda bulunarak koğuşu terk ettiklerini söyleyen Apaydın, sabah sayımı için tekrar geldiklerinde Çeber’in aynı gerekçelerle ayağa kalkmayı reddettiğini savunarak şöyle konuştu:
“Sayım bir taraftan devam ederken, biz de Onu ayağa kalkması için ikna etmeye çalışıyorduk. Sonra amirimiz Yılmaz Aydoğdu ‘Olmaz böyle şey, ayağa kalkması lazım’ diyerek, bizden onu ayağa kaldırmamızı istedi. Biz kollarından tutarak ayağa kaldırmaya çalıştık. Ani bir refleksle kendini geriye attı ve oturduğu sandalyeyle birlikte sırtüstü yere düştü. Aydoğdu ‘siz sayıma devam edin, biz ikna ederiz’ deyince biz dışarı çıkarak diğer koğuşların sayımına devam ettik. Ben kimseye ne işkence ne de kötü muamele yaptım, başkasının yaptığını da görmedim” diyerek bitirdi.
Duruşmaya bugün saat 10.00’da devam edilecek
İşkenceyle öldürülen Engin Çeber davasında ifade veren infaz başmemuru Apaydın, sayım sırasında ayağa kalkmayan Çeber’e daha sonra ne olduğunu bilmediğini söyledi
Metris Cezaevi’nde “işkence” ve “kötü muamele” sonucu öldüğü iddia edilen Engin Çeber’le ilgili haklarında dava açılan 60 kamu görevlisinin yargılanmasına dün başlandı.
Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin baktığı davanın ilk duruşması, daha geniş olması nedeniyle Bakırköy 34. Asliye Ceza Mahkemesi salonunda görüldü. Duruşmaya tutuklu sanıklardan, olay tarihinde Metris Cezaevi 2. müdürü olan Fuat Karaosmanoğlu, infaz koruma memurları Sebahattin Apaydın, Murat Çise, Sami Ergazi, Nihat Kızılkaya, Yavuz Uzun ile tutuksuz sanıklardan Cezaevi 2. müdürü Yusuf Gayır, 30 infaz koruma memuru ve Metris Cezaevi Jandarma Koruma Bölük Komutanlığı’nda görevli 4 jandarma katıldı. Tutuksuz sanıklar arasında yer alan 18 polis ve cezaevi doktoru ise duruşmaya gelmedi.
‘Ağabey gibi sarıldığım vardır’
Mahkeme Heyeti Başkanı Nesibe Söyletir, salonun fiziki şartları nedeniyle her sanık için en fazla 3 avukatı salona aldı. Mahkeme heyeti, STK ve baro temsilcisinin müdahil olma taleplerini reddeddi. Çeber’in babası Ali Tekin, ablası Şerife Çeber ile gözaltına birlikte alındığı 3 arkadaşının taleplerini ise kabul etti. Hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen tutuklu sanık Cezaevi 2. müdürü Karaosmanoğlu, Çeber’e yönelik kötü muameleyi görmediğini, darplı olarak cezaevine alınması ve koğuşa yerleştirilmesinin kendi mesaisinde olmadığını savundu.
Siyasi mahkûmlara nasıl davranılacağını iyi bildiğini kaydeden Karaosmanoğlu şöyle dedi:
“Ağır ceza alanlar psikolojik bunalıma giriyor. Benim onlara bir ağabey gibi sarılmışlığım vardır. Çeber’in koğuşunda bir sorun olduğu bana bir kez söylendi. Söyleyen kişinin tavrından olayın önemsiz olduğunu düşündüm. Koğuşa gittim. Küçük sorunları kendi içlerinde halletmeleri gerektiğini söyledim.”
İnfaz koruma başmemuru Selahattin Apaydın da, suçlamaları reddederek sayım için koğuşa gittiklerinde Çeber’in sandalyede oturduğunu ve siyasi tutuklu olduğunu söyleyerek sayım için ayağa kalkmayı reddettiğini öne sürdü.
Ayağa kalkmayı reddetti
Çeber’e ayağa kalkması gerektiği konusunda uyarıda bulunarak koğuşu terk ettiklerini söyleyen Apaydın, sabah sayımı için tekrar geldiklerinde Çeber’in aynı gerekçelerle ayağa kalkmayı reddettiğini savunarak şöyle konuştu:
“Sayım bir taraftan devam ederken, biz de Onu ayağa kalkması için ikna etmeye çalışıyorduk. Sonra amirimiz Yılmaz Aydoğdu ‘Olmaz böyle şey, ayağa kalkması lazım’ diyerek, bizden onu ayağa kaldırmamızı istedi. Biz kollarından tutarak ayağa kaldırmaya çalıştık. Ani bir refleksle kendini geriye attı ve oturduğu sandalyeyle birlikte sırtüstü yere düştü. Aydoğdu ‘siz sayıma devam edin, biz ikna ederiz’ deyince biz dışarı çıkarak diğer koğuşların sayımına devam ettik. Ben kimseye ne işkence ne de kötü muamele yaptım, başkasının yaptığını da görmedim” diyerek bitirdi.
Duruşmaya bugün saat 10.00’da devam edilecek