YORGUN YÜREK
Günler çok çabuk geçiyordu. Hafta Pazartesi ile başlıyor, pazar ile bitiyordu, çabucak sanki nefes alıp verene kadar bitiyordu. Biran durup düşündü kendini ne çabuk tüketmiş yüreciği yorgun düşmüştü. Yaşı elliyi geçmişti, niye bu kadar çok çalışıyordu,parasımı yetmiyordu yoksa yaptığı hataları beyninden silmek istiyordu. Zaten hayatında yaptığı hataları anımsamak istemiyordu. Son günlerde çok durgundu, sanki sırtında dünyayı taşıyordu, artık yorgun yüreği sinyal vermeğe başlamıştı, Ani giren sancılar, nefes alamama onu ürkütüyordu.Birgün herşeyi bir kenara bırakıp o kasabaya yüreğinin deli ,deli attığı o yere gidip yorgun yüreğini dinlendirmek istiyordu,kayığa binmek, yakamozları seyretmek, martılara ekmek atmak daha doğrusu ilk yüreğini çarptıran aşkını görmek istiyordu. Olsun gidip onu göreyim yorgun yüreğim isterse orada dursun,ilk orada başlayan çarpıntı orada son bulsun diyordu. Dediği gibi yaptı gitti, aradı sordu ve onun evlenmediğini orada oturduğunu öğrendi. Birgün eşyalarını valize koyup evden çıkıp kasabaya gitti, kalacak yerini ayarladı, bir kayık kiraladı ve cebine onun için yazdığı mektubu yerleştirdi, martılar için ekmek alıp kayığa bindi kasabadan epey uzaklaştı gün boyu martılara ekmek verdi, gece yakamozları seyretti. Öyle huzurlu idi ki yorgun yüreğinin onu terkettiğini anlamadı. Sabah onu balıkçılar buldu, yüzündeki tebessüm onun mutluluğunu gösteriyordu. Cebinde bulunan mektup sahibini bulmuştu. Şimdi yorgun yürek huzurla son yolculuğuna uğurlanıyordu. Aşk için orada çarpmış, orada çarpışı son bulmuştu.
Günler çok çabuk geçiyordu. Hafta Pazartesi ile başlıyor, pazar ile bitiyordu, çabucak sanki nefes alıp verene kadar bitiyordu. Biran durup düşündü kendini ne çabuk tüketmiş yüreciği yorgun düşmüştü. Yaşı elliyi geçmişti, niye bu kadar çok çalışıyordu,parasımı yetmiyordu yoksa yaptığı hataları beyninden silmek istiyordu. Zaten hayatında yaptığı hataları anımsamak istemiyordu. Son günlerde çok durgundu, sanki sırtında dünyayı taşıyordu, artık yorgun yüreği sinyal vermeğe başlamıştı, Ani giren sancılar, nefes alamama onu ürkütüyordu.Birgün herşeyi bir kenara bırakıp o kasabaya yüreğinin deli ,deli attığı o yere gidip yorgun yüreğini dinlendirmek istiyordu,kayığa binmek, yakamozları seyretmek, martılara ekmek atmak daha doğrusu ilk yüreğini çarptıran aşkını görmek istiyordu. Olsun gidip onu göreyim yorgun yüreğim isterse orada dursun,ilk orada başlayan çarpıntı orada son bulsun diyordu. Dediği gibi yaptı gitti, aradı sordu ve onun evlenmediğini orada oturduğunu öğrendi. Birgün eşyalarını valize koyup evden çıkıp kasabaya gitti, kalacak yerini ayarladı, bir kayık kiraladı ve cebine onun için yazdığı mektubu yerleştirdi, martılar için ekmek alıp kayığa bindi kasabadan epey uzaklaştı gün boyu martılara ekmek verdi, gece yakamozları seyretti. Öyle huzurlu idi ki yorgun yüreğinin onu terkettiğini anlamadı. Sabah onu balıkçılar buldu, yüzündeki tebessüm onun mutluluğunu gösteriyordu. Cebinde bulunan mektup sahibini bulmuştu. Şimdi yorgun yürek huzurla son yolculuğuna uğurlanıyordu. Aşk için orada çarpmış, orada çarpışı son bulmuştu.