hani bazen insanın gururu herşeyi yaptırır. benim gururum var başka bişey demez.. gurur insana herşeyi yaptırır. küstürürde, barışmazda, kırarda, kırdırırda bu gurur varya bu gurur insanı kendinden soğutur. işte bu gurur bakın insana ne yaptırmış anlatayım....:
.... iki sevgili birbirini çok sever. canını bile verir onun için. acısıyla mutlusuyla bir ömür beraber olmak isterler. ve birbirlerine daha yakın olabilmeleri için erkek; kıza derki yarın saat 10' da bizim kafede buluşalım der. ve o saatte orada olurlar, birbirlerini gördüklerinde kalpleri yerinden çıkacak gibi birden heyecanlanırlar. kalplerindeki sevgi gözlerinin parıldamasıyla anlaşılıverir. ve garson gelir ne içersiniz der; kız pasta ister kolayla, ve erkek ise derki; bana bi kahve o zamanlardada toz şekere toz derlermiş, ama yanlış sölemiş birden unutmuş birde tuz istiyorum demiş, ve buna kız şaşırmış, tuzlu kahve masaya geldiğinde kız adama sormuş, sen tuzlu mu içiyorsun diye? adamda gurur yapmış aslında tuzdan nefret eder ama bi kere söz ağzından çıkmış elden ne gelir, evet ben herşeyi tuzla içerim demiş... ve bu çiftler evlenir.. kız erkeğe hep tuzlu kahve yapar hergün ve her akşam. yıllar seneler geçer, bunlar yaşlanır ama yinede herşeyi tuzlu içermiş, adam ölüm döşeğine yatmış ve karısına bir mektup yazmış, adam ölünce kadın mektubu eline geçirir ve okumaya başlar mektupta şöyle yazar:: bitanem ben aslında tuzlu kahve içmem aslında tuzu hiç sevmezdim ama o gün o kahvede yanlışlıkla tuz dedim ve ben gururumu yenipte yanlışlığı düzeltmedim, ve sen bana kaç yıldır hep tuzlu kahve içirdin, bu gurur öyle bişeymiş ki başıma neler getirdi... o gün şekere tuz dediğime çok pişman oldum. ama gururum bana söylettirmedi ben yanlış söledim diye... ve kendimden utanıyorum der... bu mektubu okuyan kadın gözyaşlarını susturamaz ağıtlar yakar peşinden.... ve onun acısına daha fazla dayanamaz. bir sene içinde oda ölür....
Merve Altuntaş
.... iki sevgili birbirini çok sever. canını bile verir onun için. acısıyla mutlusuyla bir ömür beraber olmak isterler. ve birbirlerine daha yakın olabilmeleri için erkek; kıza derki yarın saat 10' da bizim kafede buluşalım der. ve o saatte orada olurlar, birbirlerini gördüklerinde kalpleri yerinden çıkacak gibi birden heyecanlanırlar. kalplerindeki sevgi gözlerinin parıldamasıyla anlaşılıverir. ve garson gelir ne içersiniz der; kız pasta ister kolayla, ve erkek ise derki; bana bi kahve o zamanlardada toz şekere toz derlermiş, ama yanlış sölemiş birden unutmuş birde tuz istiyorum demiş, ve buna kız şaşırmış, tuzlu kahve masaya geldiğinde kız adama sormuş, sen tuzlu mu içiyorsun diye? adamda gurur yapmış aslında tuzdan nefret eder ama bi kere söz ağzından çıkmış elden ne gelir, evet ben herşeyi tuzla içerim demiş... ve bu çiftler evlenir.. kız erkeğe hep tuzlu kahve yapar hergün ve her akşam. yıllar seneler geçer, bunlar yaşlanır ama yinede herşeyi tuzlu içermiş, adam ölüm döşeğine yatmış ve karısına bir mektup yazmış, adam ölünce kadın mektubu eline geçirir ve okumaya başlar mektupta şöyle yazar:: bitanem ben aslında tuzlu kahve içmem aslında tuzu hiç sevmezdim ama o gün o kahvede yanlışlıkla tuz dedim ve ben gururumu yenipte yanlışlığı düzeltmedim, ve sen bana kaç yıldır hep tuzlu kahve içirdin, bu gurur öyle bişeymiş ki başıma neler getirdi... o gün şekere tuz dediğime çok pişman oldum. ama gururum bana söylettirmedi ben yanlış söledim diye... ve kendimden utanıyorum der... bu mektubu okuyan kadın gözyaşlarını susturamaz ağıtlar yakar peşinden.... ve onun acısına daha fazla dayanamaz. bir sene içinde oda ölür....
Merve Altuntaş